Okul Öncesi Eğitimde Montessori ve Regio Emilia Yaklaşımları - Son Sayfalar

Okul Öncesi Eğitimde Montessori ve Regio Emilia Yaklaşımları

Montessori eğitimi, 1900'lerin başlarında Roma'da Dr.Maria Montessori tarafından geliştiren bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımın merkezinde çocuk vardır. Çocukların kendi yönettikleri etkinlikleri, yaşayarak öğrenmeyi ve iş birliğine dayalı oyunu temel alan bir eğitim sistemidir. 




II.Dünya Savaşı sonrasında İtalya'nın kuzeyinde Reggio Emilia adı verilen 150.000 nüfuslu bir kasabada anne babaların çocuklarının eğitim alabileceği bir okul kurma girişimiyle başlayıp bugün Reggio Emilia yaklaşımı adıyla tüm dünyaya yayılan bir okul sistemidir. Yaratıcısı ve öncüsü Loris Malaguzzi'dir. 
Fakat Reggio Emilia yaklaşımı Montessori yaklaşımına göre daha az bilinmekte olup aslında uzmanlar tarafından daha fazla desteklenmektedir. 




Çocuklar tepkiler geliştiren, bilgi üreten, gözlem yapan, aktif deneyimler edinen, sosyal ve duygusal olarak farklı kaynaklara sahip olan bireylerdir. Reggio Emilia yaklaşımına göre çocuklar hayatın anlamıyla ilgili cevaplar aramaktadır. Cevaplarını kendileri bulurken de çok farklı araçlardan (resim, heykel, müzik, drama gibi) faydalanırlar. Bu yaklaşımda buna Çocuğun yüz dili adı verilir. 




Montessori yaklaşımına göre, çocuk kendisi için özel hazırlanmış çevrede tamamen özgür olmalıdır. Çocuğa önceden hazırlanmış bir çevre ve bu çevreyi keşfedebilmesi için anahtarlar verilir. Çocuğun kendi iradesiyle kendi davranışlarını yönlendirebilmesi ve iç disiplinini oluşturabilmesi için yeterince özgür bir alan sağlanması, aynı zamanda çocuğun sınırlar içinde özgürlüklerinin olduğunu kavraması gerekmektedir. 
Reggio yaklaşımında, çevresel düzenleme ve donanım ikinci öğretmen kavramıyla nitelendirilmekte ve ortam için öğrenmenin kendisi şeklinde ifadeler kullanılmıştır. Bu yaklaşımı benimseyen okulların dış çevresi; şu oyunları için alanlardan tırmanma tepelerine, labirentlerden piknik masalarına, tuvallerin boyaların olduğu kamelyalara kadar çok çeşitli materyalle zenginleştirilmiştir. 
Montessori yaklaşımında, çocuk hiç kimseden yardım almadan kendi başına öğrendiği için ortam çocuğa göre düzenlenir. Çocuğun ortamla ilişkisi sürekli ve sınırsızdır. Ortamın en önemli unsuru materyallerdir. Materyaller; basit, ilgi çekici, değiştirilebilir niteliktedir, ruhun olgunlaşma ihtiyacına karşılık gelir ve belli sayıda sınırlandırılmıştır. Sınıf ortamında çocuğun hareketine izin verecek büyüklükte boylarına uygun mobilyalar, masalar, yere serilmiş ve işi bittiğinde çocuk tarafından kaldırılabililen halılar, günlük hayata ilişkin nesneler vardır ve çocuk bunlarla pratik hayata ilişkin işleri yaparak öğrenir. 
Reggio Emilia yaklaşımına göre, okullar şehirlere benzetilmekte ve okulda şehirdeki meydanlar gibi piazza denilen alanlar bulunmaktadır. Okullarda atelier denilen içinde doğal malzeme ve sanat malzemeleri bulunan stüdyo ve laboratuvar karışımı bir çeşit atölye bulunmaktadır.

Tüm bu araştırma ve incelemeleri gözden geçirdiğimizde genel olarak varılan sonuç; Montessori için çocuğa alanlar hazırlamak gerekirken, Reggio Emilia için içinde bulunduğu ortam yeterli olmaktadır. Doğayla iç içe ve sanatsal yönü daha ön plandadır. 

Yorum Gönder

0 Yorumlar